115 yılında 260 bin kişinin Antakya’da meydana gelen deprem nedeniyle yok olduğunu, 526 yılında 250 ile 500 bin arasında da insanın can verdiğini belirten Savaş, ‘’Ama bunun dışında çok deprem olmuş burada. Çok hareketli bir coğrafyaya sahibiz. Deprem coğrafik bir olay ve kaderimizi de eş tutmamamız lazım. Bu felaketi yöneticiler getirmedi ama yeteri kadar önlem alınamadığı için bu durum yaşandı. Bunu en çok konuşan benim. Konuşmaya da devam edeceğim’’
“ 2021’DE RİSKLİ ALANLARI GÖREREK PROJELER HAZIRLAMIŞ BAKANLIKLARA DA SUNMUŞTUK’’
Hatay’ın deprem bölgesi olduğunu ve bu konuda yıllardır çalışmalar gerçekleştirdiklerini de vurgulayan Lütfü Savaş, “ Biz 2013 yılından, kentsel dönüşüm yasası çıktığından beri çalışıyoruz. 2023’e kadar riskli alanları görerek projeler hazırladık ve bakanlıklara sunduk. Maalesef ilgili makamlara sunulan makam aynı istikamette değilse alttaki makamın sözleri veya yazıları kaale alınmıyor. Böyle olunca da büyük kayıplar yaşanıyor. 98 bin 277 hektarlı alanda mikrobölgeleme yapmıştık. Ama bakanlıktan onay almadan bir şey yapamıyorsunuz. Seçim kazanmak için değil insanlarımızın hayatta kalması için buradayız" dedi.
“İNSANLARIMIZIN KAYGILARINI GİDERECEK KANUNLARIN ÇIKARILMASI LAZIM”
Savaş konuşmasında şöyle dedi: “ 22 yıldır hükümet var. İnsanlarımızın kaygılarını giderecek kanunların çıkarılması lazım. İnşaatlar yapılırken kim ne sorumluluk alıyorsa net vermek ve hesap soracak şekilde kanun olması lazım. İnsanlarımızın mülkiyet hakları da oldukça önemli. Zemin etüdüne göre yapılmalı ve tarihi dokulara uyum sağlayan sağlam zemin olan yerlerde yapılanma olmalı”
Ortak akıl ile hareket edilerek şehir için ne gerekiyorsa yapılmasını savunan Savaş, “ Hatay olarak çok büyük afet yaşadık. Biz tüm katmanlarımızla ve hemşehrilerimiz ile birlikte çok hızlı bir şekilde ayağa kalkacağız. Depremin yaralarını da hep birlikte saracağız. Bir daha trajedi ve travmalar yaşamamak için
Hatay’ı sağlam ve sağlıklı bir şekilde geleceğe taşımalıyız. Depremin 10. Gününden itibaren bilim dünyası ve birçok STK ile çalışıyoruz. Hatay’ın tarım, turizm ve sanayide en iyisini yapmak için çalışıyoruz. Altyapıdan üstyapıya kadar düşünüyoruz” açıklamalarında bulundu.
“ŞEHRİMİ KAYBEKMEKTENSE SEÇİMİ KAYBEDERİM, ŞEHRİM BENİM İÇİN DAHA ÖNEMLİ”
Asi Nehri ve Atatürk Caddesi arasındaki çalışmalar hakkında da değerlendirme yapan Başkan Savaş, “Orada 100 metre derinliğinde alüvyon zemin var. Ben bu şehrin belediye başkanı olarak fikrimi söylemek zorundayım. 5 metrelik kazıklarla orada yapılar yapamazsınız. Orası Asi Nehri’nin kıvrım yerine denk geliyor. Dolgu zemine 5 metre kazık yetmez ve bina da yapılamaz” dedi.
Birçok akademisyen ve uzmanlar ile birlikte gerçekleştirdikleri çalışmalara da değinen Savaş, “ Üniversitelerden 126 akademisyen, 15 ana başlıkta Hatay için çalışıyor. Çalışmalarımızın yüzde 75’i bitti. Bakanlıklardan cevap bekliyoruz. Son 2 bin yılın en büyük yıkımını yaşadık. Bina yapmakla bu iş olmaz. Ben bu şehri bir daha kaybetmek istemiyorum. Şehrimi kaybetmektense seçimi kaybederim, şehrim benim için daha önemli. Biz şehrimizi kazanmak zorundayız” ifadelerini kullandı.
“ECDADIMIZIN YAŞADIĞI SIKINTILARI YAŞAMAK İSTEMİYORUM”
Savaş, Suriyeliler konusunu siyasi nedenlerle mi gündeme getiriyorsunuz? Sorusuna sert tepki gösteren Savaş, “ Ben 12 yıldır her yerde şehrimizi konuşuyorum bunu dile getiriyorum. Bu konuyu siyasete alet ediyor diyenlere iyi bakmak lazım. Bu insanlar ya coğrafya bilmiyor ya da tarih bilmiyorlar. Hatay ya da Türkiye umurlarında bile değil. Hatay da Türkiye de benim umurumda. Bu coğrafya atalarımın kanlarıyla yoğrulmuş bir coğrafya. Bir milli meseledir. Siyasete alet edilmesine karşıyım. Mevcut siyasetçilerin de hemfikir olması lazım. Hangi coğrafyada 550 bin Suriyeli var? Ecdadımızın yaşadığı sıkıntıları yaşamak istemiyorum. Gelecek nesillerimiz de bu sıkıntıları yaşamasın diye bunları gündeme getiriyoruz” dedi.
“CUMHURİYET REFAHI, BAĞIMSIZLIĞI VE GÜÇLÜ OLMAYI TEMSİL EDER”
Gazi Mustafa Kemal Atatürk’ün armağanı olan Cumhuriyeti ‘’fazilet’’ olarak niteleyen Savaş, ‘’Cumhuriyetimize sahip çıkmamız lazım. Refahı, bağımsızlığı ve güçlü olmayı temsil eder. Eksikliklerimizi tamamlayarak mükemmel hale getirebilir her şeyi. Siyasetçiler başta olmak üzere Cumhuriyete sahip çıkmalılar. Yaşasın cumhuriyet. Cumhuriyet olmasaydı Hatay olmazdı. Cumhuriyet sayesinde hepimiz şuan buradayız” değerlendirmesinde bulundu.